Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği tarafından gerçekleştirilen İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın 4’ncüsü Alanya’da yapıldı. Toplantıda konuşan Ekrem Erdem “Kamu kurum ve kuruluşlarının tabelalarında sıkıntı yok ama iş yerlerinde kullanılan yabancı tabelalar noktasında kendimizi eziyoruz. Milletçe eziliyoruz” dedi.
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği 4. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı Wome Delux Otel çatısı altında başladı. 9-10-11 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek toplantının açılış oturumuna Alanya Kaymakamı Mustafa Harputlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Alanya Kaymakamı Mustafa Harputlu, Ak Parti Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse ve Kemal Çelik, eski vekiller Hüseyin Samani ve Gökçen Enç, Ak Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş ve Ak Parti İlçe Başkanı Mustafa Toklu katılım sağladı. Yanı sıra Basın İlan Müdürlüğü Kontrol Hizmetler Müdürü İbrahim Delibaş da toplantıda yerini aldı. Açılış oturumu Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği'nin faaliyet ve tanıtım videosu ile başladı.
‘HARFLERİ BİLE İNGİLİZCE SESLENDİRİR OLDUK’
Milli Eğitim Bakanlığı temsilcilerinin de katıldığı toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı Ekrem Erdem, “Bir yıl aradan sonra tarihimizin ve kültürümüzün önemli yerlerinden olan Türk turizminin başkenti Antalya’mızın kadim ilçesi Alanya’da bir araya geldik. Günümüzde maalesef dilimize gereken önemi vermiyoruz hak ettiği hassasiyeti göstermiyoruz. Tanıtım yerine ‘lansmanı’ kullanmanın toplantıyı yöneten kişiye ‘moderatör’ denmesini anlamıyorum. Gereken hassasiyeti en başında bizler göstermiyoruz. Milli birlik ve beraberliğimize göz dikenler saldırmaya devam ediyorlar ve hemen hemen herkesi de bu yıkımın bir tarafı haline getiriyorlar. Harfleri bile İngilizce seslendirir olduk” ifadelerine yer verdi.
‘DİLİNİ KAYBEDEN MİLLET, HERŞEYİNİ KAYBETMİŞTİR’
Dilin milli kimliğin en temel yapı taşı olduğunu ifade eden Erdem, “Bu yozlaşma bize çığ gibi zarar vermeye devam ediyor. Bugün bilerek ya da bilmeyerek yabancı kelimeleri Türkçe gibi kullanmaktan Türkçe kelimeleri de yabancı gibi yazmaktan seslendirmekten çekinmiyoruz. Dilimizi kaybederken bizi millet yapan öğelerden de uzaklaşıyor milli kimliğimizi kaybediyoruz. Dillerini kaybeden toplumlar milli bir kültür oluşturamazlar ve benliklerini yitirirler. Peyami Safa’nın dediği gibi dilini kaybeden millet her şeyini kaybetmiştir. Sahip olduğu kelime varlığı, atasözü ve deyimlerle muazzam bir dile sahibiz. Türkçe dünyanın en büyük 5. dilidir. Türkçemizi korumalı ve sahip çıkmalıyız” şeklinde konuştu.
SOY İSİM DEĞİŞİKLİKLERİNDE ANTALYA 5. SIRADA
Erdem Türkiye genelinde en çok soy isim düzeltme talebinde bulunan ve kabul olan kişi sayısında Antalya’nın 5. sırada olduğunu ifade ederek “Milletçe duyarlı olmamız gereken bir diğer husus ise isim ve soy isimlerimizdir. Yozlaşma ve bozulmalara fırsat verilmemelidir. Her çocuk ana dilini isimlerle öğrenmeye başlar. Düzeltme işaretlerinin yok sayılması anlam kaymalarına sebep olmakta dilimize zarar vermektedir. Yanı sıra 24 Haziran 1934 tarihinde kabul edilen soyadı kanunu ile birlikte lakaplar bırakılarak herkesin öz Türkçe soy isimler edinmesi hedeflenmiştir. Lakin durum tam anlamıyla böyle olmamış ve lakaplar soy isim olarak kütüklerde yerini almıştır. Bu anlamda soy isminden memnun olmayan insanlar için 19 Kasım 2017 tarihinde TBMM’de kabul edilen geçici bir yasa maddesi ile mahkeme kararı olmaksızın bir defaya mahsus olmak üzere yazılı talep üzerine soy isimlerinde değişiklik yapmak isteyenlerin değişiklik yapabilmeleri sağlanmıştır. Yasa kapsamında Türkiye genelinde toplamda 135 bin 817 düzeltme yapılmış Antalya bu sıralamada bin 85 düzeltme ile 5. sırada yer almıştır” dedi.
‘DİL MİLLETİ AYAKTA TUTAN OMUGADIR’
Erdem’in ardından kürsüde yerini alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel toplantıya katılmaktan ötürü duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Şimdi Ekrem abimizin böylesine güzel konuşmasının ardından Türkçeyi iyi kullanarak konuşma yapmaya çalışmak da oldukça zor. Bu toplantıyı son derece önemsediğimi ifade etmek isterim. Hepimizin bildiği gibi dil milleti ayakta tutar. Milli şuuru besleyen çok önemli bir husustur. Milletin varlığı dilin varlığı ile mümkündür. Dilimizin yabancı kelimler ile istila altında olduğunu ifade ediyoruz. Bir ülkeyi bölmek istiyorsanız bunun en iyi yolu onu manevi değerlerinden dilinden uzaklaştırmaktır” şeklinde konuştu.
‘DİLİMİZ ÇOK ZENGİN, YABANCI KELİMELERE İHTİYACIMIZ YOK’
Günümüzde kullanılan teknolojinin de dil üzerindeki etkisini yorumlayan Türel, “Bu çağın olmazsa olmazı internet ve buna bağlı olarak kullanımı hızla artan sosyal medyanın kendine has dili. Ne yazık ki gençlerimiz ve çocuklarımız bilişim dili olarak kabul edilen bir dili öğreniyor. “Q” klavyeden vazgeçmiyor. Türkçemizin yaşadığı bu tahribat engellenemez boyuta ulaşıyor. Türklerin bilinen ilk alfabesi Göktürkler tarafından yazılmış ve Orhun anıtlarında yer alıyor. Biz de oraya gitmiştik. Bu anıtlar Türkçemizin derinliğini en güzel şekilde ortaya koyuyor. Kelime haznemiz çok. Bizim yabancı kelimeler hiç ihtiyacımız yok” dedi.
‘BİZİM DE HATALARIMIZ VAR’
Belediye başkanı olarak kendisinin de dil konusunda hataları olduğunu söyleyen Menderes Türel, “Bende çuvaldızı kendime batırarak düşünüyorum ‘park’ yerine neden ‘bahçeyi’ kullanmıyorum. Biz Antalya’da Yaşam Parkı dediğimiz projemiz var şimdi sorguluyorum neden ‘Yaşam Bahçesi’ demedik. Kısacık bu toplantıda birlikte olmamız bile bize bunları düşündürüyor. Burası bir turizm şehri, Antalya’mızda olabildiğince bu sorumluluk çerçevesinde hareket ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘YABANCI TABELADA CAYDIRICI OLABİLİRİZ’
Antalya’nın turizm kenti olması nedeniyle esnafın yabancıların ilgisini çekmek adına yabancı tabela kullandığını söyleyen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Antalya’nın yaz nüfusu 5 milyon. Bunun önemli bir kısmı yabancı. Esnaf onların ilgisini çekecek şekilde yabancı tabela isimleri kullanıyor. Turizm şehrinde buna hayır diyemeyiz ama bunun bir yasal mevzuata dayandırılması suretiyle misli misli reklam tabela bedeli alabiliriz. Yasaklamak yerine caydırıcı hale getirebiliriz. Özellikle şirket tescillerinde isim büyük önem taşıyor. Yabancı isimlerin tescili halinde farklı bir tarife uygulanmalı. Dilimizin dünyada hak ettiği yere gelmesini sağlamak hepimizin görevi” dedi. – Mert CANTÜRK