Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Alanya Şube Başkanı Aydın Özbaş, ‘Demokrasi Şehitleri Ve Aydınları Anma Haftası’ ile ilgili bir açıklamada bulundu.
Özbaş, sözlerine sınır güvenliğimiz için Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlattığı ‘Zeytin Dalı’ harekâtının hedefine en kısa zamanda ulaşıp, can kaybı ve yaralanmalar yaşanmadan kahraman askerlerin ülkemize sağ salim dönmelerini arzuladığını belirterek başladı.
Cumhuriyet devrimine karşı başlatılan ilk başkaldırıda şehit olan öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı anan Özbaş, şunları söyledi: “Menemen olayının üzerinden geçen 87 yılda, devrim karşıtları, Ulusal Kurtuluş Savaşımızda verdiğimiz şehitlerimizden daha fazlasını katletti. Devrimci aydınlarımız, hiç şüphemiz yok ki bu uğurda bir gün canlarını vermeleri gerekirse duraksamayacaktı. Öyle de oldu.
Genç Cumhuriyeti bilgileriyle sulayıp büyütmek, fidanlar yetiştirmek isteyenler ne acıdır ki gelecek kuşakları kanlarını dökerek, canlarını vererek yetiştirdiler.
12 Eylül faşist darbesi ile Cumhuriyet Devrimi kazanımlarının önemli bir kısmını yitirirken, dönemin devrimci aydınları, gelecek tehlikenin daha büyük olduğunu öngörerek Prof. Dr. Muammer Aksoy önderliğinde Atatürkçü Düşünce Derneğini kurdu. Derneğin kuruluşunun üzerinden 8 ay geçmemişti ki, Muammer Aksoy hain bir saldırı ile katledildi. Bu cinayet ile Türkiye yeniden karanlık suikastler dönemine girdi. Muammer Aksoy’un katledilmesi ile başlayan bu dönemde Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Turan Dursun, Eşref Bitlis, gibi pek çok aydınımız canlarını verirken, aynı dönemde Sivas Katliamı, Başbağlar Katliamı gibi kitlesel cinayetler de yaşandı. Bu olayların bize gösterdiği sonuç demokrasi ve halk düşmanlarının katliamlar konusunda nasıl bir düşünce yapısına sahip olduklarını gözler önüne sermektedir.
Bu listeyi pek çok kaynakta görebilsek de “90’lı yılların karanlık olayları” adı altında toplanan pek çok yayında, 1990 yılının ilk ayının son günü olan 31 Ocak’ta öldürülen Muammer Aksoy adına rastlayamıyoruz. Bu cinayetler serisi iki binli yıllarda da sürdü. Sonunda Cumhuriyet rejimine kast etme noktasına kadar geldi.
İşte bu cinayetleri topluca lanetlemek ve devrimci aydınları anmak için Uğur Mumcu’nun katledildiği 24 - 31 Ocak arasında ki 7 günlük sürede Adalet ve Demokrasi Haftası etkinlikleri düzenleyerek şehitlerimize saygı ve minnetimizi sunuyoruz.
Şüphesiz devrim şehitlerimiz bu bir haftaya sığamayacak kadar çok. 1979 yılında katledilen Abdi İpekçi de, Cavit Orhan Tütengil de, Bedri Karafakioğlu da, Bedrettin Cömert de, Ahmet Taner Kışlalı da, Necip Hablemitoğlu’da, “Balyoz- Ergenekon” kumpas davaları sırasında ölen, onur nedeniyle intihar edenler de devrim şehitlerimizdir.
‘Cumhuriyetin hayatiyetini tazelemek ve kuvvetlendirmek’ için mutlaka ölmek gerekmiyor. Ancak gerektiğinde canını seve seve verme cesaret ve kararlılığı gerekiyor. Zaten caniler de hedef olarak bu kararlılıktaki kahramanlarımızı seçiyor.
Tüm devrim şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz. Anıları Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatma mücadelesinde yaşayacak. Mücadeleleri rehberimiz olacak.
Kanlarıyla cumhuriyete güç ve hayat verenleri saygı ve minnetle anıyoruz.”